Son yıllarda dünya genelinde medyada sağlıkla ilgili haberlerin nicelik olarak arttığı göze çarpmaktadır. Medya kuruluşları sağlık alanıyla ilgili enformasyonun kamuoyuna ulaşmasını sağlamakta, bu bilgiler geniş halk kesimleri tarafından ilgiyle takip edilmektedir.
Sağlıklı bireyler olmanın zeminini hazırlayan en önemli unsurlardan biri, kendi sağlığını koruma konusunda bilinçli olmaktan geçmektedir. Bu aşamada doğru sağlık bilgisine ulaşmak önem taşımaktadır. İnsan yaşamıyla yakından ilişkili olan sağlık gibi önemli bir konuda verilen bilgilerin güvenilir ve doğru olması hayati önem taşımaktadır. Kitle iletişim araçları aracılığıyla geniş halk kesimlerine ulaşan sağlık mesajlarının doğru olmayan ya da eksik enformasyondan oluşması, sağlık okuryazarlığı kavramının önem kazanmasına yol açmıştır.
Sağlık personeli ile hasta arasındaki yüz yüze iletişimle başlayıp, kitle iletişim araçlarına kadar uzanan geniş bir yelpazede gerçekleşen sağlık iletişiminde, bireylerin sağlıkla ilgili enformasyonları doğru anlamaları kadar edindikleri bilgileri uygun biçimde kullanmaları noktasında kilit rol oynayan sağlık okuryazarlığı, bilgiye erişimin giderek kolaylaştığı, bireylerin internet aracılığıyla sürekli enformasyon bombardımanına maruz kaldığı göz önüne alındığında önemi giderek artan bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır. Sağlık okuryazarlığı düzeyinin yetersiz olması, bireysel ve sosyal açıdan birtakım riskler oluşturmakta, verilen sağlık hizmetlerinin istenilen sonuca ulaşmasına engel olmaktadır. Herhangi bir ilacın hangi dozlarda alınması gerektiğinden, tahlil sonuçlarını anlamaya, tansiyon ölçümündeki rakamların anlamından, belli alışkanlıkların getirdiği risklerin bilincinde olmaya kadar birçok konu, sağlık okuryazarlığı ile yakından ilgilidir.
Toplumun büyük kesimini yakından ilgilendiren sağlık haberleri, günümüz medya endüstrileri tarafından sıklıkla kullanılmakta, izleyici toplama, satışları arttırma gayesiyle haberler sansasyonel bir formatta verilmektedir.
Tüketime dayalı bir yaşam tarzını empoze eden bu tarz haberler, insanların nasıl yaşayacaklarına, ne yiyeceklerine, gündelik hayatlarını nasıl düzenleyeceklerine ilişkin tavsiyeler sunarak, mevcut endüstriyel yapıların çıkarlarına hizmet etmektedir. Medya kuruluşları reklam gelirlerini arttırma kaygıları içerisinde insan hayatı ile yakından ilişkili olan sağlık haberciliği alanında da abartılı, gerçek dışı söylemlerden uzak durmamaktadır. Yeniliklerin kamuoyuna duyurulmasında en etkili araçların başında yer alan medya, sağlık konusunda da benzer işlevini yerine getirmektedir. Sağlık temalı yayınlar hedef kitle tarafından dikkatle takip edilmekte ve medya metinlerinde yer alan enformasyon, gündelik yaşamda bireyler tarafından hayata geçirilmektedir.
Medya aracılığıyla sunulan sağlık enformasyonunda ciddi sorunlar ortaya çıkmakta, yoğun bilgi bombardımanına maruz kalan bireyler hangi bilgilerin gerçek olduğu konusunda şüpheye düşmektedir.
Sosyal medya kanalıyla hedef kitlelere ulaşan bilgiler söz konusu olduğunda durumun ciddiyeti daha da artmakta, bu platformlarda öneriler uzmanların yanı sıra hastaların kendi deneyimlerini bir başka hastaya aktarması şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Hastalığına çare arayan kişiler medya yoluyla edindiği bu bilgileri çok fazla araştırmadan kabullenip, kendi ya da bir yakını üzerinde deneme yoluna gitmektedir. Örneğin tüm dünyada genel bir halk sağlığı sorunu haline gelen obezite konusunda çözüm reçeteleri sunan çok farklı enformasyon ile karşılaşmak mümkündür. Özellikle internet ortamında yer alan zayıflamaya yönelik diyet listeleri, spor programları, bitkisel ürünler ya da ilaçlar insan sağlığını tehdit ederek, ciddi sorunlara yol açabilmektedir. Henüz sonuçlanmamış araştırmaların medya tarafından kesin tedavi yöntemleri gibi sunulması, her şeyden önce hastaların zarar görmesine yol açmaktadır.
Türkiye’de sağlık okuryazarlığı düzeyinin sınırlı ve yetersiz olduğu yapılan araştırmalarla ortaya konulmuştur. Ülkemizde bu konu ile ilgili bilgi eksikliğinin farkına varılmasıyla birlikte çeşitli politikalar geliştirilmiştir.
Bu amaçla Sağlık Bakanlığı tarafından 2012-2017 yıllarını kapsayan Stratejik Planı’nda “Bireylerin kendi sağlığı üzerindeki sorumluluğunu artırmak için sağlık okuryazarlığını geliştirmek” hedefi yer almaktadır. Bu hedefi gerçekleştirmek için, “Halk arasında sağlık okuryazarlığı düzeyini tespit etme, izleme ve artırma” ve “Toplumda sağlık okuryazarlığını artırmak için iletişim faaliyetlerini güçlendirme” gibi uygulamaların hayata geçirilmesi öngörülmektedir. Sağlık okuryazarlığı alanında yürütülen bir diğer çalışma ise Sağlık Bakanlığı Kamu Hastaneleri Kurumu Eğitim, Araştırma ve Geliştirme Daire Başkanlığı tarafından gerçekleştirilen “Sağlık Okuryazarlığı Öğrenimi Sertifika Programı” olmuştur. Bu kapsamda 2016 yılında aile hekimleri ve aile sağlığı çalışanlarına yönelik bir eğitim programı düzenlenmiştir. Aile sağlığı merkezi çalışanlarında farkındalık oluşturarak, hasta ve yakınlarıyla iletişimin güçlendirilmesi hedeflenen projesi kapsamında 81 ilin halk sağlığı müdürlüklerinde ve toplum sağlığı merkezlerinde görevli 400 hekime eğitim verilmiştir.
Comments