Sağlık çalışanları, çalışma bakımından çok riskli konumda olan sağlık kurumlarında işlerini yerine getirirken diğer sektörlerde çalışanların karşılaştıkları iş risklerinin yanında daha farklı ve ciddi risklerle karşı karşıya kalabilmektedir. İğne yaralanmaları, bel ve sırt sorunları, alerjiler, şiddet, şiddet ve tükenmişlik gibi çok çeşitli meslek risklerine maruz kalmaktadır. Tüm bu tehlikeler sağlık çalışanlarının işteki performanslarının azalmasına, iş kazalarının artmasına neden olmakta ve hem çalışanların hem de hastaların güvenliğini olumsuz etkilemektedir. Bu nedenle sağlık çalışanlarının sağlığının korunması oldukça önemli bir konudur.
Konu ile ilgili çeşitli çalışmalar başlamış; dünyada ve ülkemizde gerekli düzenlemeler yapılmıştır. Sağlık çalışanının karşılaştığı riskleri inceleyen Amerikan Ulusal Mesleki Sağlık ve Güvenlik Enstitüsü, hastanelerde 29 çeşit fiziksel, 25 çeşit kimyasal, 24 çeşit biyolojik, 6 çeşit ergonomik ve 10 çeşit psiko-sosyal tehlike ve risk olduğunu bildirmiştir. Kan yoluyla bulaşan hastalıklar, laboratuvarda kullanılan ve ciddi hastalıklara neden olabilecek kimyasallara maruz kalma, hastaya müdahale ederken maruz kalınan ergonomik rahatsızlıklar, görüntüleme cihazlarından kaynaklı radyasyona maruz kalma, insan hayatının sorumluluğunu üstlenmenin getirdiği stres ve uzun ve yoğun çalışma koşullarının insan psikolojisinde oluşturduğu tahribat bu risklerden sadece birkaçıdır. Özellikle günümüzde pandemi koşulları göz önüne alındığında sağlık çalışanlarının kendi sağlığını koruması oldukça güç bir durumdadır.
Konu İle İlgili Yapılan Düzenlemeler
ABD Mesleki Sağlık ve Güvenlik Enstitüsü, 1974 yılında hastane sağlık ve güvenlik programı geliştirmiş ve ulusal sağlık sistemine bağlı ilgili birim ilk kez ABD’de olmak üzere, İspanya, Almanya, İngiltere ve Finlandiya gibi ülkelerde kurulmuştur .
Türkiye’de sağlık çalışının sağlığı konusunda ilk çalışmalar, 1989 yılı başında Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi tarafından “Bu bizim sağlığımız” sloganı ile başlatılmış, konuya ilişkin bir veri tabanı oluşturulması hedeflenmiştir. 1995 yılında “Hastane çalışanların İş Sağlığı Yönetmeliği” gündeme gelmiş, ancak uygulamada çok karşılık bulamamıştır. Hastanelerde çalışanların sağlık ve güvenliğine yönelik çalışmaları yürütecek bir komitenin gerekliliği 1999-2000 yıllarında Sağlık Çalışanlarının Sağlığı Ulusal Kongrelerinde ele alınmış, kamu hastanelerinde kurulmasına yönelik pilot çalışmalara başlanmış fakat devam ettirilememiştir. 29 Nisan 2009 tarihinde çıkan “Sağlık Kurum ve Kuruluşlarında Hasta ve Çalışan Güvenliğinin Sağlanması ve
Korunmasına ilişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ”in 15. Maddesinde çalışan güvenliğine ilişkin alınması gereken önlemleri sıralanmış ve bir anlamda bu işlevi görecek birimlerin kurulması için bir dayanak oluşturmuştur. 6 Nisan 2011’de çıkan “Hasta ve çalışan Güvenliğinin Sağlanmasına Dair Yönetmelik” kamu, üniversite ve özel sağlık kurumlarına hasta ve çalışan güvenliğini sağlamaya yönelik gerekli faaliyetleri düzenleme zorunluluğu getirmiştir. Yönetmelik sadece ikinci ve üçüncü basamağı kapsamış ve daha çok çalışan güvenliği ile sınırlanmıştır.
Amerika Birleşik Devletleri Mesleki Güvenlik ve Sağlık İdaresi'nin “Hastane Sağlık ve Güvenlik Komitesi”ne göre etkili bir hastane iş sağlığı programı en azından aşağıdakileri içermelidir:
1. Tam tıbbi anamnez içeren işe giriş muayenesi
2. Periyodik muayeneler
3. Sağlık ve güvenlik eğitimleri
4. Bağışıklamalar
5. Sağlık danışmanlığı
6. Çevre kontrolü ve sürveyans
7. Sağlık ve güvenlik kayıt sistemleri
8. Hastane bölüm ve servisleri arasında koordine edilmiş planlama
Bu programa göre;
- Çalışanların tıbbi, psikolojik ve diğer danışmanlık hizmetlerini 24 saat alabileceği hastane içinde özel bir alan sağlanmalı
-24 saat danışmanlık hizmeti verilmeli
-Tüm yeni çalışanlar muayene edilmeli ve mesleki öykü kaydı yapılmalıdır.
-Rutin kan testleri, kadın çalışanlar için servical sitoloji, görme testleri, tonometri, odyogram, konuşma aralığı tetkikleri düzenli aralıklarla yapılmalı
-Tehlikeli ortamlarda çalışan, kaza ya da hastalık raporu sonrası işe dönen, başka bir bölüm ya da servise geçecek olan veya emekli olacak çalışana da periyodik muayene yapılmalı
- Sağlık çalışanlarına işe oryantasyonun yanı sıra sağlık, güvenlik ve çevresel faktörlerle ilgili eğitim verilmeli
-CDC’nin önerilerine uygun bağışıklanmaları sağlanmalı
-Çevre kontrol ve sürveyans programı iş sağlığı programının bir parçası olmalı, çalışma alanlarının risk analizleri yapılarak gerekli önlemler alınmalıdır.
Kaynaklar
https://psikiyatri.org.tr/uploadFiles/3032020115022-SaglikKurumlariCOVID.pdf
Comments