Kadınlar, şiddetin her türlüsüne maruz kalmalarına karşın, eşitlik ve özgürlük mücadelelerinden asla vazgeçmemiş, tam aksine mücadelelerini her gün yaygınlaştırmıştır. İnsanlık tarihi boyunca, dünyanın dört bir yanında, eşitlik ve özgürlük mücadelesi veren kadınlar, bu kötü zihniyetin hedefi olmuştur.
1960 yılında Dominik Cumhuriyeti'nde faşist Trujillo hükümetine karşı mücadelenin simgesi olan Mirabal Kardeşler'in öldürüldüğü 25 Kasım tarihi, 1981 yılından beri Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü olarak anılmaktadır.
Günümüzde az eğitim görmüş veya hiç eğitim görmemiş; sosyo-ekonomik düzeyi düşük olan; daha az sosyal destek gören; ekonomik olarak kocasına bağımlı ya da kocasından daha fazla kazanan ve ebeveynleri tarafından şiddet görmüş kadınların şiddete uğrama oranının daha fazla olduğu görülmektedir.
Kadına yönelik şiddet toplumsal hayatta yaşam kalitesinin düşmesi, intihar, cinayet, taciz, tecavüzün artması, suçun artması, verimliliğin azalması, toplumsal gelişimin yavaşlaması, demokratik süreçlere katılımın azalması ve demokrasinin gelişiminin yavaşlaması gibi olumsuz durumlara sebep olmaktadır.
Şiddet, sonuçları itibariyle sadece şiddet gören kişiyi değil aynı zamanda bir babayı, bir evladı, bir kardeşi, geniş ölçekte toplumu ve uzun vadede de geleceğimizi etkilemektedir. Şiddete maruz kalan kişiler kadar şiddet mağdurunun yakınları da zarar görüyor ve belki de gelecekte onlarda şiddet göstermeye başlıyor. Bu dalga büyüdükçe toplumsal travmalara sebep olarak ilerlemenin, gelişmenin ve en önemlisi toplumsal huzur ve güvenliğin önündeki en büyük engellerden biri haline gelebilmektedir.
Kadına yönelik şiddet, bir sağlık hakkı ihlalidir!
Kadına şiddet yalnızca fiziksel değildir. Psikolojik şiddet de kadının ruh sağlığının bozulmasına yol açmaktadır. Şiddetin fiziksel ve psikolojik boyutlarının da yanı sıra cinsel ve ekonomik şiddet de mevcuttur. Bu durum hem bireysel hem de toplumsal bir sorundur. Fiziksel yaralanmalar dışında şiddete uğrayan kadınlar kronik ağrı, sakatlık, düşük ve somatik bozukluk riski taşımaktadır. Ayrıca şiddete uğramış kadınların istenmeyen gebelik, cinsel yolla bulaşan enfeksiyon ve düşük riskleri de daha yüksek olmaktadır. Depresyon, anksiyete, panik atak, madde bağımlılığı, yeme bozukluğu gibi psikolojik hasarlara sebep olmaktadır. İntihar girişimleri şiddete uğramış kadınlar arasında fazladır.
Dünya Sağlık Örgütünün 2013 yılında yayınladığı rapora göre dünyadaki kadınların %35’i şiddete maruz kalıyor. Türkiye de ise bu oran 2008 yılında yapılan araştırmaya göre %39’dur. Avrupa bölgesinde %20 ile 50 arasında kadın şiddetin bir ya da birden çok biçimine maruz kalmaktadır. Kadınlar tanımadıkları kişilerden çok tanıdıkları kişilerin uyguladığı şiddete maruz kalmaktadır ve çoğu gizli kalmaktadır.
Şiddete uğramak asla şiddet görenin suçu değildir. Şiddet görenin danışmanlık ve destek alabileceği kamu kurumları, dernekler ve vakıflar bulunmaktadır.
Kaynaklar
https://tr.m.wikipedia.org/wiki/Kad%C4%B1na_Y%C3%B6nelik_%C5%9Eiddete_Kar%C5%9F%C4%B1_Uluslararas%C4%B1_M%C3%BCcadele_G%C3%BCn%C3%BC
https://www.ihddiyarbakir.org/tr/post/24317/25-kasim-kadina-yonelik-siddete-karsi-uluslar
https://kadem.org.tr/25-kasim-kadina-yonelik-siddetle-mucadele-gununde-siddete-goz-yumma-diyoruz
https://www.google.com/amp/s/www.hurriyet.com.tr/amp/mahmure/yazarlar/elif-dogru/25-kasim-kadina-yonelik-siddetle-mucadele-gunu-41671267
https://www.edremit.bel.tr/susamam/kadina-yonelik-siddetin-toplumsal-hayata-yonelik-etkileri-nelerdir
AKIN, Ayşe; ESIN, Çiğdem; ÇELIK, Kezban. Kadının Sağlık Hakkı ve Dünya Sağlık Örgütünün Avrupa'da Kadın Sağlığının İyileştirilmesine Yönelik Stratejik Eylem Planı. 2006.
Comments