Hekim hastasını tedavi ederken uygulayacağı tedavi yöntemi konusunda herhangi bir yere bağlı değildir; kendi mesleki bilgisiyle en uygun yöntemi seçme konusunda özgürdür. Ancak hekim seçeceği tedavi yönteminin daha önce denenmiş olup olmadığını, çağdaş tıp bilimine uygunluk teşkil edip etmeyeceğini, hasta için risk oranının ne derece olduğu parametrelerini göz önünde bulundurmalıdır. Bu parametreleri göz önünde bulundurmadığı takdirde hekimin doğabilecek zarardan tıbbi sorumluluğu doğar.
Hastalara tanınmış olan bu hak Hasta Hakları Yönetmeliği’nin 27.maddesinde düzenlenmiştir. İlgili maddeye göre; bilim insanlarınca klinik ve laboratuvar ortamında daha önce defalarca denenmiş klasik tedavi metodunun hastaya fayda vermeyeceği sabit olması ve deney hayvanları üzerinde yeteri kadar tecrübe edilmiş ve hastanın rızası alınmış olması durumunda klasik tedavi metodu dışında başka bir tedavi usulü uygulanabilir. Ayrıca, bilinen klasik tedavi metodu dışındaki bir metodun uygulanabilmesi için, hastaya faydalı olacağının ve bu tedavinin bilinen klasik tedavi usullerinden daha elverişsiz sonuç vermeyeceğinin muhtemel olması da şarttır.
Yönetmelikten de anlaşılacağı üzere uygulanacak yeni tedavi metodunun daha önce denekler üzerinde denenmiş olması, insan hayatını tehlikeye sokmaması, faydalarının araştırılmış ve ispatlanmış olması gerekir. Bütün bunların yanı sıra hastanın rızası alınmalıdır.
Kaynaklar
AFŞAROĞLU Melek Merve, Tüketici Hukuku Kapsamında Hasta Hakları,Yüksek Lisans Tezi, 2019
Commenti